Kısırlık önlenmesi ve doğurganlığın arttırılmasına yönelik besinler tüketmek, hamileliğe hazırlanırken yapılabilecek en iyi seçimlerden biridir.
KISIRLIK ÖNLEYİCİ VE DOĞURGANLIĞI ARTTIRAN BESİNLER
İçindekiler
Yapılan birçok çalışma beslenmede yapılan değişimlerin kısırlığı önleyerek doğurganlığı arttırabileceğini, bebek düşürme ihtimalini azaltabileceğini ve sağlıklı bir hamilelik süreci geçirilmesine yardımcı olunabileceğini ortaya koymaktadır.
Kısırlık Nedir?
Kısırlık (İnfertilite) kadın ve erkeğin herhangi birinin veya her ikisinin çocuk sahibi olmak konusunda sorun yaşaması olarak açıklanabilir. Uzun yıllar deneme sonucunda hamileliğin gerçekleşmemesi kısırlık belirtileri listesinde birinci sırada yer alır. Erkeklerde kısırlık ve kadında kısırlık farklı sebeplerden ortaya çıkabilmektedir. Normal şartlarda yumurtlama döneminde ilişki yaşandığında erkeğin spermleri kadının yumurtalarını döllemek için yola çıkar. Sonuç başarılı olursa, embriyo kadının rahmine tutunur ve hamile kalma süreci tamamlanır. Erkekte kısırlık belirteleri incelenirken, sperm sayımı, sperm hareketsizliğinin gözlemlenmesi gibi uygulamalar yapılır. Kadında ise durum biraz daha karmaşıktır. Birçok hormon dengesizliği, embriyonun tutunmasını engelleyecek rahim rahatsızlıkları gibi unsurlar kısırlığa neden olabilir. Yumurtlama davranışları çeşitli programlar yardımıyla belirlenebilir ve her kadının kendine özel hamile kalma günleri bulunabilir. Bir adet takvimi tutmak ve adet hesaplama alışkanlığı kazanmak, ovulasyon dönemi saptanması için oldukça önemlidir.
Düşük Nasıl Olur?
Hamilelikte kan gelmesi en bilinen düşük belirtileri arasındadır ve düşük yapmak bebeğin kaybedilmesine neden olur. Bebek herhangi bir sebeple rahime tutunamaz ve kanama yoluyla annenin vücudundan ayrılır.
Üreme sürecinde kullanılan hormonlar tüketilen besinlere göre şekillendiğinden, hamileliğe hazırlanırken beslenmenin düzeltilmesi oldukça önemlidir. Özellikle yumurta ve sperm hücresi korunması için etkili olan antioksidanların beslenmeye dahil edilmesi oldukça önemlidir. Kısırlığın atlatılması için faydalı olan besinlerin yanı sıra, zararlı olabilecek besinler de bulunmaktadır.
Kısırlık Önleyici Beslenme Önerileri
Araştırmalar organik tarım uygulamaları ile üretilen besinlerin daha besleyici olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca geleneksel tarım yöntemleriyle elde edilen besinler hem kadın hem de erkek üreme sistemlerini olumsuz etkileyebilecek kalıntılar içermektedir.
Organik, Yapay Yemler Tüketmemiş Hayvanların Süt Ürünlerini Tüketin
Süt ve peynir gibi süt ürünleri özellikle Poli Kistik Over Sendromu ve Endometriyozis gibi hastalıklarda tıkanıkların görülmesine neden olabilecek dengesizliklere sebep olabilir. Bu noktada vücudunuzun bu besinlere nasıl tepkiler verdiğini gözlemlemeniz gerekmektedir. Hormonlar ve antibiyotikler içerdiğinden organik olmayan süt ürünlerinin tüketilmesinden kaçınılması gerekmektedir. Özellikle hormonlar östrojen seviyelerinin olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Badem sütü gibi seçeneklerin diyete eklenmesi düşünülebilir.
Çoğunlukla Soğuk Deniz Balıkları Tüketmeye Özen Gösterin
Balık hormonların üretiminden önemli etkileri bulunan, inflamasyonu azaltan ve menstrüal döngünün sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan omega 3 yağ asitlerini içermektedir. Buna ek olarak iyi bir protein ve A vitamini kaynağıdır. Ağır metal içerikleri yüksek olabileceğinden, ton balığı, kılıç balığı gibi büyük derin deniz balıklarını tüketmekten kaçının. Ayrıca Atlantik somonu yerine, Alaska somonu tüketmeye gayret edin. Tercih ettiğiniz somonların çiftlik somonu olmamasına özen gösterin.
Organik ve Otlatılan Hayvanların Etlerini Tercih Edin
Geleneksel yollarla elde edilen hayvan etleri hormon ve antibiyotik içerebilmektedir. Bu durumda östrojen seviyeleri olumsuz etkilenmektedir. Bu yüzden organik tarım uygulamaları ile elde edilen hayvanların etlerinden faydalanılması gerekmektedir. Organik tarım uygulamaları ile büyütülen hayvanların etlerinde daha fazla esansiyel yağ asitler, daha düşük seviyelerde doymuş yağlar bulunmaktadır. Eğer endometriozis rahatsızlığınız varsa kırmızı et tüketimini azaltmanın tedavi sürecine katkıda bulunduğu çalışmalar tarafından öne sürülmektedir.
Organik Tavuk Tercih Edin
Geleneksel tarım uygulamalarıyla elde edilen tavuk etleri organik olmayan ve genetiği değiştirilmiş tohumlarla beslenmektedir. Bu yüzden organik tavuk uygulamaları ile elde edilen tavuk etleri tüketmeye özen gösterin.
Tam ve İşlenmemiş Tahıl Ürünleri Tüketin
Tam tahıllar lif, önemli vitaminler ve bağışıklık sistemi güçlendirici elemanlar açısından zenginlerdir. Lif vücudun fazla hormonlardan kurtulması ve şeker dengesini koruması için en önemli şeylerden biridir. Beyaz ekmek, beyaz unlu makarnalar ve pirinç gibi işlenmiş tahıl ürünleri tüketmekten kaçının ve diyetinize lif içeriği yüksek olan tam tahıllı ekmekler, esmer pirinç, kinoa gibi ürünler ekleyin.
Soya östrojeni taklit eden özellikler gösterdiğinden tüketiminden kaçınılması önerilmektedir. Eğer hipotirodizm gibi sorunlar varsa soyayı hayatınızdan tamamen çıkarın.
Rafine şeker ve meyve suları tüketiminden kaçının (eğer taze sıkılmadıysa). Ayrıca yapay tatlandırıcılar içeren ürünlerin tüketiminden de kaçının.
Bolca Su Tüketin
Her gün 2-3 litre su içtiğinizden emin olun. Plastik içeriğindeki bazı maddeler östrojen benzeri olabileceğinden plastik şişelerde tutulan suları tüketmemeye gayret edin.
Kısırlığın Önlenmesi İçin Önemli Besin Öğeleri
Bütün besin öğeleri sağlıklı bir vücut için oldukça önemliyken, bazıları kısırlık üzerinde doğrudan etkili olarak saptanmıştır.
Mikro Besin Öğeleri
Doğurganlık İçin Önemli Vitamin & Mineraller
D Vitamini
D vitamini üreme hormonlarının üretilmesi ve yumurtlamanın gerçekleşebilmesi için kullanılan bir besin öğesidir. Yale Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, kısır olan 67 kadının yalnızca %7’si normal D vitamini seviyelerine sahip bulunmuştur.
E vitamininin erkeklerde sperm sağlığını ve yoğunluğunu arttırdığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Yapılan başka çalışmalar ise E vitamininden fakir olan bir diyetin farelerde kısırlığa neden olduğunu bulmuştur. E vitamini aynı zamanda antioksidan aktivite göstererek sperm ve yumurta DNA’larını korur.
CoQ10
CoQ10 vücuttaki tüm hücrelerin enerji üretimi için ihtiyaç duyulan bir bileşendir. Sperm yoğunluğu için yararlıdır. Ayrıca hücre DNA’larının korunmasını sağlayacak antioksidan aktivite gösterir.
C Vitamini
C vitamini luteal faz defekti bulunan kadınlarda doğurganlığı arttırmaktadır. Erkeklerde ise C vitamini sperm kalitesini arttırır ve DNA’nın zarar görmesini engeller. Ayrıca düşük ihtimalini azaltır ve kromozomal problemlerin görülmesinin önüne geçer. C vitamini spermin akışkanlığını ve hareket kabiliyetini de arttırır.
Lipoik Asit
Lipoik asit yalnızca antioksidan aktivite göstermez. Aynı zamanda kadın üreme organlarının sağlığı için oldukça önemlidir. En önemli vücudun sahip olduğu antioksidanları tekrar kullanmasını sağlar.
B6 Vitamini
B6 vitamini hormon regülasyonunda rol alır. PMS belirtilerini hafifletir. Ayrıca luteal faz defektlerini önleyici etkileri olduğu gözlemlenmiştir.
B12 Vitamini
B12 vitamini sperm kalitesinin yanı sıra, rahim içinde yumurtanın tutunması için oluşan endometriyomun kalitesini de arttırır. Böylece düşük görülmesi ihtimalini azaltır. Bazı çalışmalar B12 eksikliğinin düzensiz yumurtlamaya veya yumurtlamanın komple durmasına neden olabileceğini öne sürmektedir.
Folik Asit/Folat
Folik asit nöral tüp defekti gibi fetüsün ölümüne neden olabilecek ciddi hastalıkların önlenmesini sağlar. Folik asit eksikliği erken doğumlara, düşüklere, mental retardasyona ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerin doğumlarına neden olabilir. Eksikliği aynı zamanda, annenin homosistein seviyelerinin düşmesine, düşüklere ve preeklemsinin görülmesine neden olabilir.
Demir
Çalışmalar, demir seviyesi düşük olan kadınların yumurtlamalarının durabileceğini, yumurta kalitelerinin düşebileceğini ve hamile kalma şansının %60 oranında azalabileceğini öne sürmektedir.
Selenyum
Selenyum yumurta ve spermlerin serbest radikallerden korunmasını sağlayan bir antioksidandır. Serbest radikaller kromozomal değişikliklere neden olabilir ve bunun sonucunda düşükler veya ölü doğumlar gerçekleşebilir. Selenyum aynı zamanda sperm üretiminde gereklidir. Düşük sperm sayısına sahip erkeklerde düşük selenyum seviyelerine rastlanmıştır.
Çinko
Kadınlarda çinko 300’den farklı enzim aktivitesi için görev almaktadır. Çinko eksikliğinde hücreler olması gerektiği gibi bölünemez, östrojen ve progesteron seviyeleri dengede kalamaz ve üreme sistemi olması gerektiği gibi çalışamaz. Erkeklerde ise çinko en önemli eser elementlerden biridir. Yapılan çalışmalar düşük sperm sayısına sahip erkeklerde çinko takviyesinin sperm sayısını yükselttiğini göstermiştir.
Esansiyel Yağ Asitleri
Omega 3 yağ asitleri vücuttaki hormonları destekleyerek doğurganlığı arttırmaktadır. Ayrıca rahimdeki mukusu arttırır, yumurtlamayı uyarır ve üreme organlarına kan akışını arttırarak rahmin genel kalitesini arttırır.
Makro Besin Öğeleri
Yağ
Fetüsün sağlığı için esansiyel yağ asitlerinin yanı sıra doymuş yağ asitleri ve kolesterol de oldukça önemlidir. Kolesterol, progesteron da dahil olmak üzere bütün hormonların öncüsüdür. Yağlar doğru kaynaklardan alındığı sürece oldukça önemli makro besin öğeleridir.
Protein
Amino asitler hücrelerin yapı taşı olduğundan doğurganlığı arttırırlar. Hem hayvansal besinlerden hem de bitkisel besinlerden yeterli miktarda protein aldığınızdan emin olun.
Lif
Lif vücudun ekstra östrojenden kurtulmasına yardımcı olur ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar.
Kaçınılması Gerekilen Besinler
Bu besinler yalnızca doğurganlığı arttırmaya yönelik değildir aynı zamanda hamilelikte yenmemesi gerekenler olarak da kabul edilebilirler.
Şeker, Gazlı İçecekler ve Hazır Meyve Suları
Elma suyu, portakal suyu ve diğer hazır meyve suları gibi pastörize edilmiş ve şeker içeren meyve suları bağışıklık sisteminizi ve hormonal dengenizi olumsuz etkileyebilmektedir. Ayrıca hamile kalmaya çalıştığınız süreçte işlenmiş/rafine ve yapay şekerlerden uzak durmanız gerekmektedir.
Kafein
Kafeinin vücudun hormonal dengesini bozduğu ve buna bağlı olarak yumurtlamayı engelleyebileceği veya düşüklere neden olabileceği çalışmalar tarafından öne sürülmüştür.
Soya Ürünleri
Soya östrojen hormonunu taklit eden özelliklere sahiptir. Bu yüzden kısırlık tedavisi sırasında soya ürünlerinin tüketiminden kaçınılabilir.
Genetiği Değiştirilmiş Ürünler
Söz konusu kısırlık olduğunda genetiği değiştirilmiş besinler oldukça büyük bir problem haline gelmektedir. Farelerle yapılan deneylerde genetiği değiştirilmiş besinlerin kısırlığa neden olabileceği ortaya konmuştur. Toplum üzerinde yapılan bazı çalışmalarda 1970 yılından bu yana erkeklerin sperm sayısının %40-50 oranında düştüğü saptanmıştır. Bu durumun görülmesine sebep olarak genetiği değiştirilmiş besinler göz önünde buludurulmaktadır.
Yağsız/Yağı Azaltılmış Besinler
Yağsız veya yağı azaltılmış olan ürünler genellikle yüksek miktarda şeker içerir ve işlem görmüştür. Yapılan çalışmalarda tam yağlı ürünleri doğurganlığı, yağı azaltılan ürünlere kıyasla olumlu etkilemektedir. Bu yüzden en az miktarda işlem görmüş besinleri tercih etmeye gayret edin.
Doğurganlığı Arttıran Süper Besinler
Maca
Maca yumurta kalitesini arttıran, sperm sayısını arttıran ve endokrin sistem için serum özelliği gösteren bir süper besindir. Ayrıca progesteron seviyeleri düşük olduğunda, bu hormonun yükselmesine yardımcı olur. Maca kapsül şeklinde veya toz şeklinde bulunabilen bir üründür.
Arı Sütü
Arı sütü, kraliçe arının kraliçe olabilmesi için ona verilen besindir. Kraliçe ayı 6 yıl kadar yaşar ve günde 2000 kadar yumurta üretir. Birçok normal arı 2 aydan daha az yaşamaktadır. Arı sütü A, B, C, D ve E vitaminlerinden zengindir, ayrıca kalsiyum ve demir minerallerini içerir. Arı sütünün antibakteriyal etkileri de bulunmaktadr. Kapsül halinde veya balın içinde ulaşılabilir. Her gün alınabilen bir takviyedir.
Propolis ve Polen
Bu besinler birçok zengin bileşik içermektedir. Polen kırmızı ete kıyasla %50 oranında daha fazla protein içermektedir. Propolis ise bağışıklık sistemini destekleyen güçlü bir üründür. Propolis endometriyozis problemi yaşayan kadınlara da yardımcı olmaktadır.
Fikirlerinizi merak ediyoruz...