Şekerin insan vücudu üzerindeki etkileri.

Şekerin zararları her gün yeni bir çalışmayla değerlendirilen unsurlardır. Şeker nesillerdir çocuklara başarılı olduklarında ödül olarak verilir. Yetişkinler bile başarıları için kendilerini şeker içeriği yüksek besinlerle ödüllendirmektedir. Kahveye şeker eklenir, kahvaltılara şekerli besinler dahil edilir. İnsanlığın çoğunluğu tatlı şeyleri çok sever ve hatta aşerir. Peki insanlar şeker bağımlısı mıdır?

Şekerin Zararları: Bağımlılık Yapıyor

Son dönemlerde yapılan araştırmaların sonuçlarına göre şeker, beyinde benzer aktiviteler görülmesine neden olan uyuşturucu maddeler kadar bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Bu durum şekerin zararları sınıfında en tehlikeli özelliklerinden biridir.

“Bağımlılık” kelimesi konuya dahil olduğunda, kişinin kontrol edemediği, beyin fonksiyonlarının ele geçirildiği biyokimyasal bir takım aktiviteler söz konusudur.

Bağımlılık Nedir?

Şeker ve bağımlılık arasındaki ilişki şu duruma bağlıdır; şeker yediğinizde, opioidler (vücutta morfin gibi özellikler gösteren maddeler) ve dopamin salgılanması başlamaktadır.

Dopamin vücudun kendine ödüllendirme sinyalleri vermesine neden olan bir nörotransmitter maddedir. Yapılan bir aktivite dopamin salgılanmasını sağladığında, memnuniyet ve mutluluk duyguları çok yüksek seviyelerde hissedilir. Bu etkilerin görülmesine neden olan aktiviteler daha sık gerçekleştirildiğinde, beyin daha az dopamin salgılamaya başlar. Bu yüzden kişinin eskisi kadar iyi hissedebilmesi için daha fazla o maddeden alması veya daha fazla o davranışı sergilemesi gerekmektedir. Bu durum bağımlılık olarak bilinmektedir.

Araştırmaların sonuçlarına göre şeker, kokainden daha bağımlı olabilmektedir. Opioid reseptörlerini uyararak, beynimizin ödüllendirme mekanizmasını harekete geçirir ve takıntılı bir davranış sergilememize neden olabilir. Bunun sonucunda, kilo almak, baş ağrıları, hormon dengesizlikleri gibi birçok sorunla karşı karşıya kalınabilmektedir.

Her şeker yemek bu mekanizmaları tetikleyerek insan beyninin daha fazla şeker istemesine neden olmaktadır. Bu durum herhangi diğer ilaç bağımlılıklarıyla benzerlik göstermektedir.

Connecticut College de yapılan bir sıçan deneyine göre Oreo bisküvileri beyinde mutluluk nöronlarını kokainden daha fazla etkilemektedir. Princeton’da yapılan başka bir çalışmaya göre sıçanlar sadece şekere bağımlı olmamış, aynı zamanda aşerme, çok fazla şeker tüketme gibi tehlikeli bağımlılık belirtileri de göstermeye başlamıştır.

Medikal bağımlılıklar beyin kimyasını değiştirerek; çok fazla yemeye, aşermelere ve yoksunluk sendromunun görülmesine neden olabilir. Diyetinizin şekerden zengin olması da alkol ve amfetamin bağımlılığına benzer yollardan sizi etkileyebilmektedir. Ayrıca şeker bağımlılığından kurtulmak diğer maddelerle kıyaslandığında daha da zor olabilmektedir. Çünkü şekerin stres hormonlarımız üzerinde daha büyük etkileri bulunmaktadır. Buna ek olarak alkol veya diğer uyuşturucu maddelere kıyasla şeker tüketimi sosyal açıdan daha kabul edilebilir haldedir. Bu yüzden neredeyse hiçbir birey şeker tüketiminden dolayı ayıplanmaz.

Kokainden daha fazla bağımlılık yapma etkisi olup olmaması önemli olmadan, şekerin kesinlikle bağımlılık yaptığı söylenebilir.

Eklenti Şeker Nedir?

Peki basit şeker veya eklenti şeker nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1989 yılından beri bireylerin günlük enerji alımlarının %10’undan fazlasının şekerden olmaması gerektiği ile ilgili uyarılarda bulunmaktadır. Böylece fazla kilolu veya obez olma ihtimali azaltılacaktır. Basit şekerler bal, meyve suyu ve yiyecek-içeceklere eklenen sofra şekeri olarak karşımıza çıkabilmektedir. Besin etiketlerinde ise glikoz, mısır şurubu, esmer şeker, dekstroz, maltoz ve sukroz olarak görülebilmektedir.

2015 yılında WHO günlük şeker tüketiminin, enerji ihtiyacının %5’inden az olması gerektiğini öne sürmüştür (Ortalama 6 çay kaşığı). Amerika Birleşik Devletleri’nde bir kişinin diyetindeki eklenti şeker miktarı günlük aldığı enerjinin ortalama %14’ü olarak hesaplanmıştır.

Diyetimize basit şekerlerin birçoğu içeceklerden, meyve sularından (meyve şekeri ve/veya eklenti şeker şeklinde), çay ve kahveye şeker eklenmesinden dolayı dahil olmaktadır. Diğer şeker kaynağı olan ürünler atıştırmalıklardır. Ayrıca bazı ekmeklerde, salata soslarında, granola barlarda ve yağsız süt ürünlerinde de oldukça yüksek miktarlarda şeker içeriğine rastlanmaktadır.

Yapılan bir araştırma, kalorisi yüksek olan mısır şurubu, sorgum ve şeker kamışından elde edilen şekerin, granola barlar, şekerli içecekler ve kahvaltılık gevreklerin %95’inin içinde bulunduğunu ortaya koymuştur.

FDA tüketicilere yardımcı olabilmek için eklenti şeker miktarı ayrıca belirten yeni bir etiketleme kuralı getirmiştir. 2018 yılından itibaren üreticilerin o etiketleri kullanması gerekmektedir.

Sonuç olarak, hayatta kalmak için yemek yeme davranışını gerçekleştirmek zorunda olduğumuz bir gerçektir. Diyetimize de şekerin dahil olması çok olası bir durumdur. Ama günlük şeker ihtiyacı gibi bir kavram çokta söz konusu değildir. Doğru olan günlük karbonhidrat ihtiyacının karşılanmasıdır. Basit şekerin hayatınızda olabildiğince az olması ve çok konsantre miktarlarda tüketilmemesi “şeker uyuşturucu olmasın” düşüncesini hayata geçiren bir eylem olacaktır.

CategoryBlog
Fikirlerinizi merak ediyoruz...

*

E-posta adresiniz yayımlanmayacak

Copyright © 2015 - 2020 - Ataşehir Diyetisyen Coşku Mutlu

Sitemap